4. Uluslararası Muğla
Arıcılık ve Çam Balı Kongresi
5-9 Kasım 2014 tarihlerinde,
Muğla/Fethiye/Ölüdeniz’de yapılan 4. Uluslar arası Muğla Arıcılık ve Çam Balı
Kongresine katıldım. İzlenim ve düşüncelerimi bu yazımda paylaşmak istedim.
Kongrenin yapıldığı otel yapılan
kongre için uygundu, organizasyonu yapan Teamcon şirketi başarılıydı.
Muğla ili arı yetiştiricileri
birlik başkanı Ziya Şahin, kongre açılışında konaklamalı katılımın yaklaşık
1300 kişiyi bulduğunu, katılımcıların 350 sinin yurt dışından gelen
misafirlerden oluştuğu ve günlük dış katılım sayısının ise 400 olmasının
beklendiğini söyledi. Kongrenin 3. günü akşamında yapılan açıklamada ise toplam
katılımcı sayısının 1800’e ulaştığı söylendi. Katılımcı sayısının bu rakamlara
ulaşmasında arıcıların bir kısmının eşleriyle birlikte katılması da etkiliydi.
Katılımda görülen bu sayı, sunumların yapıldığı salonlarda görülemedi. Katılımcıların
bir kısmı havanın sıcak ve güneşli oluşundan faydalanarak denize girmeyi ve
tekne turuna katılmayı tercih etti.
Kongrede bazı sunumlar 15
dakikada yetiştirilmeye çalışıldı ve belirlenen programda sarkmalar oldu.
Arıcılar sunum sonlarında soru soramadı. Sorular yazılı olarak alınıp çalışma
gruplarında cevaplandı.
Kongre programı yoğundu. 3. ve
4. günlerde “Sektör gelecek yıllarda ülke arıcılığını nerede ve nasıl görmek
istiyor?” adlı toplantı saat 23:00’e kadar sürdü. Bu toplantı amacına ulaştı
mı? Toplantının amacı olan uzun sürede arıcılığın nerede ve nasıl görülmesi
konusu ile ilgili az sayıda katkı yapıldı. Arıcılar çoğunlukla kendi sorunlarını
dile getirdi. Arıcıların sorunlarını ve isteklerini iletmesi, çözüm
makamlarının temsilcilerinin de salonda olması sebebiyle faydalı olmuştur.
Soru; ülke arıcılığını gelecekte
nerede ve nasıl görmek istersiniz? Öncelikle,
güncel arıcılık bilgilerini ve modern arıcılık teknolojilerini sürekli olarak
takip eden, yeni nesil arıcılığa hızla adapte olabilen genç arıcılar görmek
isterim. Bu arıcıların, arı hastalıkları ve zararlılarıyla mücadele ederken
mümkün mertebe kimyasal yollara başvurmadan, doğal yollarla, hatta
konvansiyonel arıcılık yapsa dahi organik arıcılık şartlarına uyarak, üretimde
hijyen kurallarını en ön planda tutarak, yurt dışı pazarına da arı ürünleri
satabilen bir sektör görmek isterim.
Kongrede yapılan sunumlarda
güzel çalışmalar vardı ama içlerinden biri özellikle dikkatimi çekti. Bu
çalışma Prof. Dr. Tuğrul Giray'ın “Antibiyotiklerin Bal Arısının Bağırsak
Mikroflorasına ve Tarlacılık Davranışlarına Etkisi” adlı çalışmasıydı. Antibiyotiğin arılara nasıl zararlara
yol açtığıyla ilgili bir çalışmaydı.
Kongrede en şaşırdığım konu ise,
akşam yapılan çalışma grubunda bir hocamızın, önce formik asit sentetik olarak
üretiliyor kalıntı bırakır demesi ve daha sonra da sonbahar beslemesinde önlem
amaçlı olarak antibiyotik tavsiye etmesiydi.
Formik asit sıcaklıkla
buharlaşıp uçan bir maddedir. Dünya’da ve Türkiye’de birçok bilimsel çalışmada
formik asit konusu araştırılmış ve sonucunda formik asidin peteklerde ve uygun
zamanda kullanıldığında balda kalıntı bırakmadığı tespit edilmiştir. Bu
bilimsel çalışmalarda karıncalardan üretilen formik asit mi kullanılıyor? Kullandığımız formik asit her ne kadar
sentetik olarak üretilse de formik asit değil mi? Bu konu konuşulurken en önde
oturup birçok defa söz istememe rağmen söz alıp sorularımı sormam mümkün
olmadı.
Hocamız, hastalık belirtisi olan
peteklerde %50 oranında Amerikan Yavru Çürüğüne rastladıklarını ve hastalık
oluşmadan önce sonbahar beslemesinde önlem amaçlı antibiyotik kullanılmasını
tavsiye edince dayanamadım. “Ülkemizde arıcılıkta kullanımı yasaklanan
antibiyotiği nasıl oluyor da tavsiye ediyorsunuz ve siz hasta olmadığınız halde
antibiyotik kullanıyor musunuz?” diye sordum. Hasta olacağımı hissedersem
kullanırım cevabını aldım. Benden sonra
başka katılımcılarda tepki gösterdi.
Kongrede yeni yapılan
çalışmalardan haberdar olduk. Az da olsa yeni bilgiler edindik. En güzeli de
arkadaş ve dostlarla geçirilen zamanlardı.
Olumlu izlenimlerle ayrıldığım
kongrenin organizasyon komitesini ve emeği geçenleri tebrik ederim.
Kenan bey; o hocayı tahmin ettim burada yani Edirne'de vermiş olduğu semineri izlemiştim. Maalesef aynı şeyleri buradada söylemiş aynı tepkiyi bende vermiştim, tahmin ettim kim olduğunu.
YanıtlaSil