19 Ocak 2014

Arıcılıkta Sonbahar Bakımı ve Kışlatma

                                 


ARICILIKTA SONBAHAR BAKIMI VE KIŞLATMA

  Arıların doğadaki kaynaklardan yeteri kadar istifade edebilmesi ve verimli arıcılık yapabilmek için kuvvetli arılarla çalışılması gerekmektedir. Arı ürünlerinin toplanacağı sezona kuvvetli arılarla girebilmek için ise iyi bir sonbahar bakımı ve iyi kışlatma ile mümkündür.

Kuvvetli ve genç arı nüfusu oluşturulmuş bir şekilde kışa giren arılar daha az kayıp vererek ilkbahara çıkarlar. Kış kaybının az olması, kovan sayısı azalan arıcının tekrar aynı sayıya ulaşmak için suni bölme yapmak zorunda bırakmayacak ve arıların ana balözü(nektar) akım dönemine tarlacı arı kadrosu açısından kuvvetli olarak girmelerini kolaylaştıracaktır. 

Arıcı, kışın ölen arılardan daha çok, zayıf kışlatma koşullarında kışı geçirmek zorunda kalan ve ilkbaharda yeterli kuvvete erişemeyen arıların ürün kayıplarından dolayı daha fazla zarar görür. Bunun için, son bal hasadından hemen sonra yeni sezon hazırlıklarına başlanılmalı ve arılar kışa mümkün olduğunca kuvvetli sokulmalıdır. Bu döneme kadar gelişemeyen doğal ve suni oğullar ile anası yaşlı olan zayıf arılar, anası genç ama arısı az olan arılarla, kovanda genç ana arı bırakılarak birleştirilmelidir.  

Arıcılıkta sonbahar hazırlığı ve kışlatma konusu bulunulan bölgeye göre farklılık göstermektedir. Bu farklılıklar, sıcak ve soğuk iklim kuşakları arasında olduğu gibi, son bal hasadının zamanıyla da ilgili olmaktadır. Bu farklılıklardan dolayı arıcılıkta sonbahar hazırlığı ve kışlatma konusunda uygulamalar bölgelere göre değişebilmektedir.
   
SONBAHAR BAKIMI

Kovan Kontrolü ve Kovanın Hazırlanması: 
Artık bal hasadı sona ermiş, arılar kışa hazırlanacaktır. Bu dönem yapılan ilk kontrolde ana varlığı, çiçektozu(polen) ve bal durumu, hastalık belirtisi olup-olmadığını, koloni gücünü tespit ederek, kayıt altına alınmasına daha titiz davranılmalıdır. Bu kayıtlar yapacağımız işleri daha kısa sürede yapmamıza yardımcı olacaktır. 

Arıların Sıkıştırılması:  
İlk olarak kovan içindeki, üzeri arı ile kaplı olmayan ve çok az arı olan bütün petekler alınarak, arılar kuluçkalığı doldurmuyorsa bölme tahtası ile sıkıştırılıp, kovan girişi arıların olduğu tarafta çerçeve başına 1 cm² açıklık kalacak şekilde daraltılmalıdır. Bu yapılan; boş peteklerin varroa mücadelesi sırasında kullanılacak olan ilaçlara maruz kalmasını önleyecek, varroa ile mücadelede daha etkili olunmasına yardımcı olacak, kış boyunca üzerinde arı olmayan peteklerin kovanda kalıp küflenme riskini ortadan kaldıracak, kovan savunmasının kuvvetlendirilmesinde ve arının kışlayacağı peteklerde iyi bir düzen kurmasına faydalı olacaktır. 

Boş petekler alınarak sıkıştırılmış bir kovan.

Hangi petekleri almamız gerekir?  

Arılar kışı geçirmek için esmer petekleri tercih ederler. Kovanda durmasında mecburiyet yoksa açık renkli petekler, fazla erkek arı gözü örülmüş petekler ve hasarlı petekler alınmalıdır. Petekler uzun süre kullanıldığında her yavru çıkışından sonra bir ton kararır ve petek gözleri daralmaya başlar. Göz araları daralmış ve uzun süre kullanılmış peteklerdeki ilaç kalıntısını en aza indirmek için petekler en fazla 3 sene kullanılmalıdır. Bu peteklerden kurtulmanın en iyi zamanı bu dönemdir. Bu gibi petekler kovanlardan alınıp eritilmelidir.  

Kovandan alınan bu petekler açık renkli, kahve renkli ve siyah olarak 3 guruba ayrılarak, petek muhafaza koşullarına uygun olarak muhafaza edilir. Peteklerin muhafazasında karbondioksit, formik asit, asetik asit ve kükürt ile yapılan uygulamalar olsa da en uygun ve sağlıklı petek saklama, soğukta bekletme uygulamasıdır. Soğukta bekletme uygulaması iki şekilde uygulanır. 

Birincisi; petekleri ısı yalıtımlı ve klimalı bir odada 10°C de devamlı olarak tutmak. Bu iş için soğuk hava depoları da kullanılabilir.

İkincisi; petekler ikişerli olarak poşetlere konulduktan sonra, poşetlere mum güvesi girmeyecek şekilde bantlayıp veya zımbalayarak derin dondurucuda -18°C de 2 gün tuttuktan sonra, raflara dizerek veya ballıklara dizerek muhafaza etmek. Çiçektozu (polen) bulunan petekleri kovandan almayıp, petekler düzenlenirken yavrulu çerçevelerin yan tarafına veya duvar çerçevesi olarak bırakmak daha uygundur. Şayet alındı ve muhafaza edilecekse -18°C de 3 gün tutmakta fayda var.



Derin dondurucuda bekletildikten sonra ballıklarda muhafaza edilen petekler.


 Varroa Mücadelesi: 

Varroa, bal arılarına çeşitli şekillerde zarar verir. 

                 • Taşıdığı virüsleri bulaştırarak.
                 • Birden fazla varroanın arı yavru gözüne girmesi, yavru öz suyunu emmesi ve besinini paylaşması sonucunda.
                • Ergin arıların kanını(hemolenfini) emerek.
           
 İlkbaharda arıların yavru üretimiyle beraber varroanın da üreme faaliyeti başlar. İlkbahar aylarında arıların üreme hızları varroadan hızlı olduğundan bu dönemde varroanın zararı pek görülmez. Yazın ve sonbaharda varroanın üremesi hızla devam ettiği ve arılarımızın yavru üretimi azalmaya başladığından, arı yavrusu başına düşen varroa sayısında artış olur. Varroanın arılarımıza en fazla zararı vereceği dönem bu dönemdir. Bunun içindir ki, kışa girecek genç arıların yetiştirilmeye başlamadan önce kovandaki varroayı kontrol altına almalıyız. 

Varroa ile mücadeleyi son bal hasadından hemen sonra yapmak gerekir. Yapılacak uygulamalarda hangi ilaç veya organik asit kullanılırsa kullanılsın, kapalı gözlerdeki varroaları öldürmediği göz önüne bulundurulmalıdır. Yapılacak ilaçlamalarda bir tur ilaçlama süresi, erkek arının pupa dönemi göz önüne alınarak 15 günden az olmamalıdır. İlaçların ve organik asitlerin kullanım şekline göre ya bu süreden fazla kovanda kalmaları gerekir ya da en az bu süre boyunca 3-4 gün arlıklarla yapılması gerekir. 

Kış kayıplarınında en önemli etkenin varroa olduğu unutulmadan varroa mücadelesi konusunda hassas davranılmalıdır.

Varroa için Formik asit uygulaması.


Varroa ile mücadele konusuna daha detaylı bilgi için aşağıdaki adrese bakınız. 

Varroadan başka parazit veya hastalığa karşı, önlem amaçlı herhangi bir ilaç kullanılmamalıdır. 



Ana arının Durumu: 

Ana arıların verimli kullanma süresi 2 yıl olarak kabul edilir. Gezgin arıcılık yapanların her sene değiştirilmeleri daha iyi olur. Ana arının değiştirilmesi için en uygun zamandan biri sonbahardır. Anası yaşlı olan arıların anaları bu dönemde değiştirilmelidir. Yaşlı ana arılara göre genç ana arıların kışın ölüm riski daha azdır ve genç ana arılar daha iyi kuluçka düzeni oluşturdukları için, genç analı arıların kıştan çıkışları daha sorunsuz olur. 

Kışın ana arısı ölen arıların yeni ana yapma ve bu ana arının çiftleşip yumurta atma şansı çok zayıftır, bu analar yumurtlasa da ilk fırsatta arılar tarafından değiştirilecektir. Kışın anasını kaybeden arıların savunma düzeni yok olur ve yağmaya açık hale gelir. Ana kaybı olan arılar erken tespit edilemezse büyük ihtimalle sönerler.



SONBAHAR BESLEMESİ

Sonbahar çalışmaların en önemlilerinden biri de arıların beslenmesidir. 

Arıların temel besini balözü ve çiçektozudur. Karbonhidrat ihtiyacını balözünden, protein ihtiyacını çiçektozundan karşılar. Arılar yavru sayısını kovana giren balözü ve çiçektozuna göre ayarlarlar. Sonbaharda yeterli besin kaynaklarının olmadığı bölgelerde arıların yavruyu devam ettirerek, kovandaki genç arı nüfusunu oluşturabilmeleri için beslenmeleri gerekir.

Arıların bal ihtiyacı şeker şurubu ile karşılanabiliyor. Ülkemizde genellikle çiçektozu sıkıntısı çekilmese de bazı bölgelerde ve bazı dönemlerde çiçektozu kıtlığı olabilmektedir. Arıların çiçektozu eksikliğini karşılamak da sıkıntılar oluşmaktadır. Arılar kışa girmeden önce bol çiçektozu ile beslenmesi gerekir, çiçektozu kıtlığı çeken arıların ömürlerinin kısa olduğu unutulmamalıdır. Çiçektozu kıtlığı çekilen bölgelerde, ilkbaharda elde edilip, yaş olarak derin dondurucuda bekletilen çiçektozları az miktarda pudra şekeri ile yoğrulduktan sonra arılara verilebilir.

Arıya yeterli bal bırakılmadan yapılan bal sağımı sonrasında veya arıların uzun süreli balözü ve çiçektozu sıkıntısı çektiği durumlarda arılar muhakkak beslenmelidir. Kovanda yeterli bal ve çiçektozu olmaz, arı gıda eksikliği çekerse, kovanda yavru alanı daralacağı gibi yeterli balözü ve çiçektozu yiyemeden yavru beslemek zorunda kalan arılar vücut sıvılarını kullanırlar, bu durumda arıların ömürleri kısalır ve hastalıklara açık hale gelirler. Yaz dönemi veya sonbaharda görülen yavru çürüklüklerinin bir sebebi de bu gıda eksikliğidir. Bunu önlemek için bal sağımında yeterince bal bırakmalı veya arının balı temin etmesi sağlanmalı ve çiçektozu sıkıntısı çekmemelidir.

Sonbahar beslemesi bulunulan bölgeye ve kovan durumuna göre teşvik beslemesi ve stok beslemesi olarak iki şekilde yapılır.



Teşvik Beslemesi: 
Ana arının yumurtlamasını ve arıların yavru yetiştirmelerini teşvik etmek için yapılan beslemedir. Arıların doğadan topladıkları balözünün (kaynağına göre değişmekle birlikte) yaklaşık yarısı sudur. Teşvik beslemesi için kullanılması gereken de, arıların yavru beslemesinde en kolay kullanabileceği, balözüne en yakın şeker su karışımı, bir ölçek şeker/bir ölçek su ile yapılan 1/1 oranındaki şuruptur.

 Teşvik beslemesi sonunda oluşan yavru alanı.


Stok Beslemesi: 
Arıların bal stoklarını tamamlamak için yapılan beslemedir. Stok beslemesi iki ölçek şeker/bir ölçek su ile yapılan 2/1 oranındaki şuruptur. 

Şurup yapılacak şeker temiz olmalıdır. Şurup için kullanılacak suyun kaynağı ve temiz olduğu biliniyor ise kaynatılmasa da olabilir ama bilinmiyor ise, bir kap içinde kaynatılıp ocaktan indirildikten sonra şeker karıştırılarak şurup hazırlanmalıdır. Arı beslemesinde kullanılacak şuruba, limon, limon tuzu ve vitamin katmaya gerek yoktur. Arı için en iyi vitamin kaynağı çiçektozudur. Kestane şekeri şurubu gibi kaynatılarak yapılan tatlıların şurupları arı beslenmesi için uygun değildir. Arı için verilen hiçbir besleme ürününe önlem amaçlı antibiyotik katılmamalıdır. 

Arının her zaman için stok balı bulunmalıdır. Bu dönemde ki bal stoğundan kastedilen, yavrulu çerçevelerin üst kısmındaki bal kemeri ile yavrulu çerçevelerin iki yanındaki duvar çerçevelerindeki baldır. Bal stoğu az olan arıların bal stokları tamamlandıktan sonra teşvik beslemesine başlanmasında fayda vardır. 

Stok beslemesi sonrasında oluşan bal stoğu.
   
Arının doğadan yeterli balözü bulamadığı durumlarda yavru alanını genişletmek için ve genç arı nüfusu oluşturabilmek, ana arının yumurtlamasını ve işçi arıların yavru yetiştirmelerini teşvik etmek için, gün aşırı olmak üzere, akşam üzeri, 250 ml 1/1 şurup verilmelidir. Teşvik beslemesinde aşırıya kaçmak faydadan çok zarar verebilir. Yavru alanının genişlemesi, arıların yavru üretimini teşvik etmek için yapılan besleme aşırı şekilde yapılırsa, arılar verilen şurubu yavru alanına doldurur ve yavru alanının daralmasına sebep neden olur. Gece sıcaklıkları düşmeye başladığında teşvik beslemesi sonlandırılmalıdır.  

Gece sıcaklıklarının düşmesiyle birlikte kış dönemine yaklaşılmıştır. Bu dönemden sonra besleme şekli, stok beslemesi olarak 2/1 şurupla yapılmalı, çıkan yavruların yerine verilen şurubun depo edilmesi ve yavru alanı da daraltılması sağlanmalıdır. 

Sonbahar beslemesi yapılırken arıların yağma yapmamaları için ilkbahara göre daha fazla tedbirli olmak gerekir.



Kek İle Besleme: 
Arıcılığın tartışmalı konularından biri de katı ürünlerle arının beslenmesidir. 

Arı kekinin çiçektozlu-çiçektozsuz, ballı-balsız gibi çok değişik yapılış tarifleri vardır. 

Kek hangi durumdaki arıya, hangi zamanda ve nasıl verilmeli?

Arıcılıkta birçok konuda olduğu gibi kek kullanımı için de bölgesel şartlar ve kovandaki arının durumu göz önünde bulundurulmalıdır. Kek, bal stoğunu tamamlamak için kullanılamaz. Yeterli bal stoğu olmayan, zayıf arılara ve arının sıkı salkımda olduğu durumda arıya kek verilmesinin çok faydası olmaz. Verilen kekten arının faydalanabilmesi için arının yeterli bal stoğu olması, arının keki alabilecek güçte olması ve az da olsa arının uçabileceği hava sıcaklığının olması gerekir. 

Üst yemlik ile kek verilmesi.

Kış döneminde arının salkıma girmediği sıcak bölgeler hariç, kışın çerçevelerin üzerine koyularak kullanılan kekin faydasından çok zararı olabilir. Bunun için eğer kış döneminde arıya kek verilecekse, kekin çanta tipi yemlik ile veya üst yemlik ile verilmesi daha uygundur. 


KIŞLATMA

Arılığın Konumu: 
Arıların kışlatılması için kuzeyi kapalı, güneyi açık, fazla rüzgar almayan, su tutmayan ve dere yatağı olmayan yerler uygundur. Evcil veya yabani hayvanların arılığa girmelerine mani olacak tedbirleri almak da arıların kışı geçirirken rahatsız edilmemeleri konusunda faydalı olur.



Kovanın Durumu:  
Kovanlar sehpalar üzerine alınarak öne doğru eğimli olmalıdır.Böylece, kovan girişinden içeri yağmurun girmesine mani olduğumuz gibi kovanların ömrünün uzun olmasını sağlamış ve arıları nemden bir miktar korumuş oluruz. Kış süresince yağacak yağmurların çatlaklar ve kapak aralarından kovana girmesine karşı önlemler alınmalıdır. 

Kovandaki fazla peteklerin alınarak arının sıkıştırılması ve kovan girişinin daraltılması sonbahar çalışmalarında yapılmış olması gerekir. Fazla çerçeveler alındıktan sonra oluşan boşluğun  herhangi bir şeyle doldurulmasına gerek yoktur. Son çerçeveden sonra sıkıştırma tahtası kullanılması yeterlidir.

Kışlatılan arılarda üst örtü ve havalandırma konusunda, kovanın üst kısmı sıcak, alt kısmı serin ana kuralına uyularak, üst örtü olarak sıcaklığı tutacak malzemeler kullanılmalıdır. Kovanın üst kısmında soğuk hava ile sıcak hava çarpıştığında nem oluşur. Kovan üst örtüsünde sıcağı tutacak malzemelerin kullanılması kovanda nem oluşumunu azaltır. Kovanın üst kısmının sıcak olması, arıların çerçevelerin üst kısmındaki sırlı balı tüketebilmeleri açısından da kolaylık sağlar. 




Arıların temiz havaya ihtiyacı vardır. Oksijen alıp karbondioksit verirler. Karbondioksit havadan ağır olduğu için aşağıya çöker ve kovandan atılması gerekir. Üst örtüsü iyi olan kovanların alttan hava alması sağlanmalıdır. Bunun en etkili yollarından biri çiçektozu çekmeceli kovan kullanmaktır.     


Yiyecek Durumu: 
Kışın salkım oluşturan arılar için kovanda ne kadar bal olduğundan çok, salkımın oluştuğu yerdeki bal önemlidir. Sıkı salkım halindeki arı bulunduğu bölgedeki balı tüketerek çerçevenin üst kısımlarına doğru ilerler. Bu hareket nüfus bakımından kuvvetli arılarda daha rahat olurken zayıf arılarda zor olur. Dolayısıyla kovanda yeteri kadar bal olsa da zayıf arıların bu baldan yararlanmaları zordur. Bunun için kış soğuklarından önce arının salkım oluşturacağı bölgeye yeterince bal depolaması sağlanmalıdır. Arıların sonbaharda sıkıştırılması bu durum için de etkilidir.

Arılar yavru yetiştirmediği ve salkımda olduğu zamanlar fazla bal tüketmezler. Arıların bal stoklarını kullandığı zamanlar yavru yetiştirmeye başladıkları ve havaların az da olsa ısınıp arıların hareketlenmeye başladığı dönemlerdir. 



Kovanın orta kısmındaki peteklerin 2/3 ballı-çiçektozlu ve bu balın yarısı sırlı olan petekleri ile dış kısımlardaki duvar çerçevelerinde sırlı bal ile dolu petekleri olan kovanlardaki arılar kışı gıda yönünden sıkıntısız geçirirler.


Kışın Yapılacaklar: 
Kışı soğuk geçen bölgelerimizde arılar bu dönemde yavru üretimini keserler, sıcak geçen bölgelerimizde ise yavru üretimini azaltırlar. Yavru olmayan kovanda bulunan varroalar arıların üzerlerinde olur. Varroa mücadelesi için en uygun zamanlardan biri  olan bu dönemde, uygun etken madde ile bir defa ilaçlama yapılması faydalı olacaktır.

Kış sonlarına doğru havaların sıcak olduğu, kısa süreli kovan kontrolü yapılabilecek günler olacaktır. Böyle günlerin öğlen saatlerinde arıların bulunduğu bölgedeki bal stoklarını kontrol edilmesinde fayda vardır.  


7 yorum:

MİNİK ARICI dedi ki...

Şimdi geldi.
Okuyorum.
Elinize sağlık.
Selam, saygı ve muhabbetle...

A. Gökhan Dellal dedi ki...

Çok güzel bir paylaşım olmuş.
Söylediğiniz gibi bölgeden bölgeye farklılıklar oluyor. Bunu iyi anlayıp herkesin ona göre bakım yapması gerekiyor.
Bizim burada küf sorunu olmadığı için arıyı sıkıştırmak gerekmiyor. Bunda altı komple açık telli taban kullanmamız etkili oluyor. Sıkıştırmayı Dadant kovanları kullananlar uyguluyorlar.
Tebrik ederim, çok faydalı bir paylaşım.
Saygılarımla

zafer karahan dedi ki...

teşekkürler abi alinize saglık

Unknown dedi ki...

Uygulamalarinizi benim gibi yeni aricilar icin bir takvim yilini sicaklik bitki ortusu vb hisuslar ile anlatabilirseniz bizlerin emsal durumlarda koloni uygulamalarinda daha basarili olacagimiza inaniyorum

Kenan GİŞAN dedi ki...

Türkiye büyük, her bölgenin iklimi ve bitki örtüsü farklı. Aynı bölgede bile yıllar arasında farklılıklar oluyor.

Durum böyleyken, verilecek arıcılık takvimi her bölgeye uymayacağından yanıltıcıda olabilir.

Unknown dedi ki...

Bu nedenle takvimi tarih esasina gore degil koloni yonetminde sicaklik durumu uygulama aninda bitki durumu mesela cigdem acinca vb gibi durumlarla yapilmasi durumunda her yorede ayni bitkiler dikkate alinarak uygun olacagini dusunuyorum

Unknown dedi ki...

Bu güzel paylaşımınız için teşkkürler sagılarımla Allah razı olsun Kenan bey