Propolis ve
Propolisi Ayrıştırma (Propolis Ekstraktı)
Propolisi Ayrıştırma (Propolis Ekstraktı)
Propolis: Arıların, değişik bitkilerin gövde, yaprak
ve tomurcuklarından topladıkları, reçinelerle balmumu ve ağız sindirim
enzimlerinin çeşitli oranlardaki karışımıyla meydana gelen, reçineler, mumlar
ve yağ asitleri, uçucu yağlar ile organik madde ve minerallerden oluşan
sakızımsı madde.
Propolis kaynakları: Arılar propolisi bitkilerin salgılarından
toplarlar. Ülkemizde propolis yönünden en verimli ağaç ve çalı türleri Akçaağaç,
At kestanesi, Çam, Dişbudak, Erik, Fındık, Huş, Ihlamur, Karaağaç, Kavak,
Kestane, Kızılağaç, Meşe, Okaliptus, Söğüttür.
Propolisin Yapısı: Arılar bitkilerden topladıkları propolisin
hammaddesini arka bacaklarındaki sepetciklere doldurarak kovana getirirler.
Arıların getirdiği bu hammadde ağaçların salgıladığı reçineler gibi yarı şeffaf
ve cam gibi parlaktır. Kovana gelen
propolis hammaddesini arılar çiğneyerek balmumu ilave ederler bu sırada çene
salgı bezlerinden enzim ilave edilir ve ortaya bizim propolis adını verdiğimiz
sakızımsı madde oluşur.
Bilimsel çalışmalar göstermiştir
ki propolisin içinde yaklaşık %30 oranında balmumu değişik oranlarda esansiyel
yağlar, organik bileşikler ve mineral maddeler, polen ile %50 gibi reçine ve
zamksı maddeler bulunmaktadır.
Propolis
bölgeye, toplandığı bitkiye ve mevsime göre sarı, turuncu, kahvegengi, yeşil ve
siyaha yakın renklerde olabilir.
Propolis ortam sıcaklığına göre
yumuşayıp katılaşır. Hava sıcak olduğu zaman kovandan toplanan propolis
arıcının ellerine veya ekipmanlarına yapışacak kadar yumuşaktır, soğukta
katılaşır, dondurucuda tutulan propolis ise kırılganlaşır.
Propolisin kendine has keskin ve
güzel kokusu vardır.
Arılar İçin Propolisin Önemi: Arılar
propolisin yapısal özelliğinden ve biyolojik etkisinden faydalanır. Bilimsel
çalışmalar göstermiştir ki, arılar propolisi bakterilerden, mantarlardan ve
virüslerden korunmak için kullanır. Arılar petek gözlerini propolis ile temizledikten
sonra ana arı bu gözlere yumurtlar. Arı yavrularının steril ortamda korunup
yetişmesinde propolis etkili olmaktadır.
Bunun dışında arılar propolisi,
kovanda çerçeveleri birbirlerine tutturmak, kovana girip zararsız hale
getirdikleri ve kovandan çıkartamadıkları zararlıların kokuşmalarını önlemek
için üzerini kaplamak, kovan girişini daraltarak savunmalarını kuvvetlendirmek,
kovan içindeki hava akımını önlemek için kullanırlar.
İnsanlar İçin Propolisin Önemi : Propolis, internette ve sosyal
medyada neredeyse “Ölümden gayrı her
derde deva” ve “mucizevi ürün” diye sunulur.
Peki bu doğru mudur?
Bir ürün her derde deva olabilir
mi?
Propolisi insanların çok eski
yıllardan beri kullandıklarını duyar ve okuruz. Son yıllarda insanların doğal
ürünlere ilgisinin ve bilimsel çalışmaların çoğalmasıyla propolise ilgi artmıştır.
Dünyada propolis ile ilgili birçok bilimsel çalışma yapılmıştır. Yurdumuzda da
son zamanlarda olumlu gelişmeler olmakla birlikte çalışma sayısı azdır. Son
yıllarda propolisin insan sağlığına etkileri ve hangi hastalıklarda
kullanılabileceği konuları daha fazla araştırılmaya başlanmıştır.
Yapılan çalışmalarda propolisin
tümörlerde, bazı kanser türlerinde, bazı nörolojik hastalıklarda, ağız
yaralarında, yara ve yanık tedavisinde,
bazı sindirim sistemi hastalıklarında, solunum sistemi (grip, zatürre, bronşit)
hastalıklarında, idrar yolları enfeksiyonlarında faydalı olduğu tespit
edilmiştir. Daha ayrıntılı incelemek isteyenler için yaralandığım kaynaklardan
ikisinin adresini paylaşayım (http://dergipark.gov.tr/download/article-file/324518, http://dergipark.gov.tr/download/article-file/401676 ).
Bilimsel tespitlerin yanında
kendi tespitlerimi de paylaşayım. Biz aile olarak propolisi uzun zamandır
kullanıyor ve faydasını görüyoruz. Antibiyotik özelliğinden dolayı biz aile
olarak soğuk algınlığı hissettiğimiz zaman, dişimiz iltihaplandığında ve ağız
yaraları için kullanıyoruz ve memnunuz. Bunun yanında, devamlı kullanan bir çok
yakınımızdan da bağışıklık sistemlerinin kuvvetlendiğine yönelik geri dönüşler
alıyoruz.
Propolisi herkes kullanabilir mi?
Arı ürünlerine karşı alerjisi
olanların propolisi kontrollü kullanması ve 2 yaşından küçük çocukların
kullanmamaları konusunda bilgiler mevcut.
Propolis ilaç mıdır?
Apiterapi (arı ürünleriyle
tedavi) destekleyici ve tamamlayıcı tıp kapsamındadır. Her ne kadar ilaç etkisi
gösterse de propolis ilaç değildir. Hastaların mevcut tedavilerine ilave olarak
doktorlarına danışarak kullanması gereken bir üründür. Şu da bir gerçektir ki,
bu konuda çok az sayıda tıp doktoru yeterli bilgiye sahiptir. Apiterapi konusu
yeni gelişmekte olan bir dal. İlgisi olan doktorlara eğitimler yeni yeni
verilmeye başlanıyor, zamanla daha iyi yerlerde oluruz umarım.
Peki hangi Propolisi kullanmalıyız?
Bu sorunun cevabı çok nettir;
saf ve kalıntısız propolisi kullanmalıyız. İnsan tüketimi için kullanılacak
propolis her türlü kalıntıdan ari ve temiz olmalı. Arıcının varroa
mücadelesinde kullandığı kimyasal ilaçların kalıntıları yanında, sanayi
bölgelerine, şehir merkezlerine ve şehirlerarası otoyol yakınlarında konaklayan
kovanlarda ağır metal kalıntısı ve ilaçlı tarımın yapıldığı bölgelerde
konaklayan kovanlardan elde edilen propolislerde ise pestisit kalıntısı riski
vardır. Propolisin kimyasal yapısına bakılarak kalite derecelendirmesi
yapılabiliyor. Ülkemizde üretilen propolisler az veya çok hepsi kalitelidir. Propolisin
kaynağının kaliteli olmasından ziyade kalıntısız olması daha önemlidir. Kaynağı
bakımından Dünyanın en kaliteli kalıntılı (kimyasal veya ağır metal) propolisi
mi daha kalitelidir yoksa, kaynağı bakımından orta kalitede ve kalıntısız
propolis mi?
Propolis üretimi yapılacak
kovanlar şehir merkezi, sanayi bölgeleri ve ilaçlı tarımın yapıldığı alanlardan
uzak olmalıdır.
Temiz propolis için organik
arıcılık şart mı? Gerekli şartlara uyulmak koşuluyla, Hayır…
Kalıntı konusunda arıcının hassas
davranıp dikkat etmesi gereken hususlar var. Kovanların ilaçlandığı dönemlerde
kovan girişi ve çerçeve üstlerinde bulunan propolisleri hasat ettiğinde kesinlikle
insan tüketimi için kullanmamalı veya bunun için tüketiciye sunmamalıdır. Bu propolisler sanayide kullanılmak için ayrı
tutulmalıdır. İlaç görmüş propolisler kovandan uzaklaştırıldıktan sonra ilaçsız
dönemde çerçeve üstlerinden ve özel kapanlarla propolis toplandığında kalıntı
riski en aza inecektir.
Her ne kadar organik arıcılık
yapmasak da, konvansiyonel arıcılık yaparken varroa mücadelesinde organik
arıcılıkta kullanılan organik esaslı asitleri kullandığımızda kalıntısız arı
ürünleri üretme yolunda önemli yol kat etmiş oluruz.
Propolis standart bir ürün müdür?
Farklı zamanda, aynı bölgeden ve
aynı kovandan elde edilen propolisler farklıdır. Bu farklılık, aynı zamanda,
aynı bölgedeki ve farklı kovanlarda da göze çarpar. Renkleri farklı, kıvamları
farklı, içindeki mum oranları farklıdır. Bu farklılıklarda, arıların propolis
hammaddesi olan reçinelerin toplandığı bitkiler ve kovanda propolis ihtiyacının
aciliyeti etkilidir.
Propolisin
standartlaştırılabilmesi için kaynağının (hangi bitkiden toplandığı) bilinmesi
gerekir. Bitki kaynakları yapılan analizlerde ortaya çıksa bile ham propoliste
anlaşılamadığından, farklı kovanlardaki arıların farklı davranışlar göstererek
propolis toplamaları, propolisin standartlandırılmasında sorun olmaktadır.
Propolisi hangi haliyle tüketmeliyiz?
Diğer arı ürünleri (Bal, Polen,
Arı sütü) ham-saf olarak tüketilebilirken, propolisin ham olarak tüketilmesi
tavsiye edilmez. Bir çalışmaya göre propolisin içinde 300’den fazla aktif madde
vardır ama bunlardan faydalanabilmemiz için parçalanıp (çözdürülmesi,
ayrıştırılması) ortaya çıkartılması gerekir. Ham olarak yediğimizde insan
midesindeki sıvılar propolisi parçalamaya yetmediği için propolisten çok az
faydalanmış oluruz. Bunun için propolis ayrıştırıldıktan (ekstrakt
yapıldıktan)sonra tüketilmesi gereken bir üründür. Bu ayrıştırma işlemi
yapılmış propolis için propolis ekstraktı yanında (propolis özütü, propolis
damlası) gibi değişik terimlerde kullanılmaktadır.
İyi de, neyle ayrıştırılmalı?
Propolisde en sıkıntılı konu
kalıntı ve ayrıştırma konularıdır. İkisini de gözle anlayabilmemiz mümkün
değildir.
Bilim insanları propolisi ayrıştırmak
için bir çok madde kullanmış ve değişik oranlarda aktif madde ortaya çıktığını
tespit etmişlerdir. Bu çalışmalara baktığımızda günümüz için en uygun
ayrıştırıcının etil alkol olduğunda fikir birliği olduğunu görüyoruz.
Ayrıştırmada kullanılacak etil alkol nasıl olmalı?
Ayrıştırmada kullanılacak etil
alkolün üretim yeri ve saflığı belli, en önemlisi de tıbbi amaçlar için
üretilmiş olmalıdır. Evsel ve temizlik amacıyla üretilmiş etil alkol kesinlikle
kullanılmamalıdır.
Ayrıştırmada kullanılacak etil alkolün saflığı ne olmalı?
Yukarıda bilim insanlarının
propolisi ayrıştırmak için bir çok madde denediklerini yazmıştım, bunlardan
biri de sudur. Propolis suda en fazla %20 ayrışır. Propolisi ayrıştırma
işleminde, su etil alkolden farklı aktif maddeleri ortaya çıkartabildiği için
ayrıştırmada kullanılan etil alkole su ilave edilmesi daha iyi görülmüştür. Tıbbi
amaçla kullanılacak etil alkoller genellikle %96 saflığındadır. Propolis
ekstraktında %70’lik etil alkol kullanılmalıdır. %30,%50 veya %96 etil alkol
kullanılırsa olmaz mı? 8-10 bilimsel çalışma okuduğunuzda cevabı kendiniz bulabilirsiniz.
Ayrıştırmada (ekstraktta) propolis yoğunluğu ne olmalı?
Satışa sunulan Propolis
ekstraktlarına baktığımızda genellikle %10 ile %30 arasında olduğunu, çok az olarak
da %95 yoğunlukta olanları görüyoruz. %95’lik bala karıştırıldığında balın
tadını fazla değiştirmediği için karışımlarda tercih ediliyor. Diğerlerinin
sade tüketilmeleri daha uygundur. Farklı yoğunluktaki propolis ekstraktlarının
olmasından dolayı doz konusuna dikkat edilmesi gerekir. Tüketicinin buna dikkat
edebilmesi için propolis ambalajlarında yoğunluğunun doğru olarak
belirtilmesi gerekir.
Propolis kullanımında doz nasıl olmalı?
Biz arı ürünleri üreticisiyiz…
Ağırlıklı konumuz arı sütü olsa
da propolis de üretiyoruz.
Ürettiğimizi de eşimize
dostumuza veriyor, bir bölümünü de satıyoruz. Bunları yaparken de doğal olarak
doz konusu gündeme geliyor.
Ne kadar tüketeceğiz?
Bu gibi soruların tıp doktorlarına
sorulması gerekirken, maalesef biz arıcılar cevaplamak zorunda kalıyoruz. Bu
cevabı verebilmek içinde bir çok araştırma okumamız gerekiyor. Hakkıyla cevap verebiliyor
muyuz orası da ayrı…
Bizim aile olarak, propolis
konusunda çalışma yapan bilim insanların anlattıklarından ve bu konudaki
yazılardan okuduklarımıza göre bir kullanım yolumuz var. Biz %30 yoğunluklu propolis
ekstraktını, devamlı kullanım halinde, yetişkinlerde vücut ağırlığının 10
kilosuna 2 damla (70 kilo için 7*2=14 damla) olacak şekilde günde bir defa,
sadece soğuk algınlığı hissettiğimiz zaman 3-5 gün süresince sabah-akşam olmak
üzere günde iki defa yine 14 damla kullanıyoruz. Şimdiye kadar okuduğum
çalışmaların hiç birinde fazla doz konusunda olumsuz yazıya rastlamamış ve
şimdiye kadar bu konuda bir duyumum olmamasına rağmen yinede fazla dozun zehir
etkisi yaptığını göz ardı etmememiz gerekir.
Propolisi ayrıştırma (ekstraktı) işlemini kimler yapmalı, kimler yapmamalı?
Yazıyı
buraya kadar okuyanlar propolisin ayrıştırılması konusunun ne kadar ayrıntılar
içerdiğini fark etmiştir.
Biz arıcılar, arı ürünlerini saf
ve temiz şekilde üretip tüketiciye sunmalı ve karşılığında da hakkımızı
alabilmeliyiz. Propolis özeline bakarsak bu mümkün oluyor mu? Günümüzde, ham
propolise verilen fiyat ile kutulu ambalajlarla satılan propolis ekstraktları
arasında 100-150 kat fiyat farkı var. Fark bu kadar fazla olunca birçok arıcı
ekstrakt yapmaya çalışıyor. Şu an için bu ekstraktları, bilim insanlarından
fikir almış, üretimini analiz ettirerek doğru mu yapıyorum diye araştırma
içinde olan, arıcılığa yıllarını vermiş arıcılarında, birkaç yıl arıcılık
geçmişi olan, henüz %85’lik formik asidi %65’lik yapmayı hesaplayamayan, varroa
mücadelesinde el yapımı kimyasalları ve hastalıklar için önlem amacıyla
antibiyotik kullanmaktan çekinmeyen arıcılarında yapması için bir mani yok. Bir
çoğumuz da yapıyoruz.
Gün gelecek ehliyeti olmayanlara
yaptırmayacaklar, doğru olan da budur.
Ehliyeti olan?
Mesela Eczacılar veya bu ve üstü
eğitimleri alıp yetkilendirilmiş kişiler.
Bunları okuyan arıcıların neler
düşündüğünü az çok tahmin edebiliyorum, kulaklarımın biraz çınlayacağını da biliyorum.
J Bunun için şu kısmı tekrar hatırlatmak
istiyorum. Arıcı olarak bizim görevimiz temiz ve saf arı ürünleri üreterek
tüketiciye sunmaktır. Bunu yaparken hakkımız olan ücreti almakta en doğal
hakkımızdır. Bir ürünün ham halinin fiyatı ile ayrıştırıldıktan sonra piyasaya
sunulan fiyatı arasındaki fark da 150 kat olmamalı. Ayrıştırma işlemini
küçümsemek istemiyorum ama netice olarak atom da parçalanmıyor.
Propolisi sadece biz üretmiyoruz
ki, bir de bu işin yurt dışı kısmı var. Propolisi ekstrakt yapmak için firma
kurup pazarlama işine giren bir hocamız birkaç yıl önce bir sunumunda “Arıcılar,
propolisi 120 liraya pahalı satıyorsunuz, kapımıza Çin’den 60 liraya geliyor.”
demişti. Yurt dışından propolis sadece ham haliyle değil bidonlarla
ekstraktları da geliyor. Bunların hangi şartlarda üretilip kimler tarafında
ekstrakt yapıldığı araştırılıyor mudur? İnşallah…
Propolis hakkında bilinenleri
elimden geldiği kadar paylaşmaya çalıştım.
Biz arıcılar saf ve temiz arı
ürünleri üretmemiz gerekir de demiştim.
Biraz da saf ve temiz propolisi
nasıl üretiriz buna değineyim.
1 yorum:
Merhabalar, yazınızda %95lik propolis ekstraktından bahsetmişsiniz.Gerçekten de böyle bir oran var mıdır? Mümkünse marka adını öğrenebilir miyim?
Yorum Gönder