30 Mart 2008

BAL SÜZME MAKİNASI

Bu sene bal çok olacakmış. : )
Bal süzme zamanı makina kıtlığı olur diye şimdiden aldım.
Bu bal süzme makinası Bursa'da üretiliyor, yeni imalat 3'lü 9'lu diye tabir ediliyor. 3 adet Langstroth ve Dadant çerçevelerini , 9 adet yarım ballık çerçevelerini süzebiliyor.
Paslanmaz çelikten yapılmış.

Langstroth ve Dadant çerçeveleri sığabiliyor.


Izgara ve plastik çıktığı zaman yarım çerçeveler merkeze diklemesine yerleştiriliyor. Kazan yarım çerçeve süzebilmesi için sağa ve sola, her iki yönede dönebiliyor.


Kapakları pleksiglas (mika) olduğu için içi de görünebiliyor.


24 Mart 2008

YAVRU ALANLARI GENİŞLEDİ

Doğada çiçekler açmaya devam ediyor. Arılar meyve ağaçları ve çiçeklerden polen ve nektar getirmeye devam ediyorlar. Çalışmaları her geçen gün artıyor.
Hafta sonu kontrollerinde kovanlardan taze nektar kokusunu alabildim, demekki çevreden iyi nektar gelmeye başaldı. Ana arıların yumurtlama alanları genişlemeye başladı, hatta arı olmayan kısımlarda dahi günlük yumurtalar mevcuttu. Havalar aniden soğumaz inşaallah.


Kovanların bulunduğu bahçede yukarıdaki çiçeklerden bolca var.



Varroa için koyduğum bayvarol şeritleri hala kovanlarda duruyor, 4 ila 6 hafta kalması gerekiyor.

12 Mart 2008

KIŞI KAYIPSIZ ATLATTIK GİBİ

Kışa 4 veya 5 çerçeveli giren arılarımın durumunu bu hafta kontrol ettiğimde güzel polen gelişi ve stoğu vardı yavru alanlarıda genişliyor. Ocak ayında verdiğim 1 kg kekin henüz yarısı bitmiş, kovanlarda bal stoklarıda mevcut belkide onun için keki az tükettiler.

Polen stok yapmaya başladılar.

06 Mart 2008

ESKİ VE ESKİDE KALAN ARICILAR

Çoğu konuda olduğu gibi arıcılık konusundada her geçen gün araştırmalar yapılarak yenilikler ortaya çıkıyor. Arıcılık konusunda yapılan araştırmalar geçmişte yapılanların bir çoğunun yanlış olduğunu ortaya çıkarmıştır. Bu süreçte yenilikleri takip edemeyen arıcılarda eskide kaldı ve kalmayada devam ediyor.
En basitinden kara kovan kullanılarak yapılan arıcılık. Kara kovanın bir çok yönüyle fenni kovanlara göre dezevantajı var.Tek avantajını görebildim, yer sıkıntısı çeken arıcı kovanları üst üste koyabiliyor.
Aşağıdaki fotoğraflar dayımın arılığından.
Uzun zamandır arıları var (arıcılık yapıyor demeye dilim varmadı). Köye gittiğimde bazen muhabbet ediyoruz, zamanında 40 kovanım vardı diyor.
Varroa hastalığı Türkiye'ye yeni geldiği dönemlerde çoğunluğu hastalıktan sönmüş, çok azını kurtarabilmiş.

Kara kovanlar.

Kovanların arka kısmı.


Üstteki kovana bakarsanız kovan içler acısı, yan tarafta yarım santimden fazla aralık var aralığın bir kısmı ve kapı girişleri hayvan pisliği ile kapatılmış.

Hayvancılık yapan köylü hergün hayvanıyla ilgileniyor, yem veriyor,su veriyor, bazen veteriner getiriyor, altındaki gübreyi alıyor. Aynı köylünün arıları varsa, senede birkaç defa yanına gitsede oluyor. Sonrada kovanları sönüyör.



Zaten 5 kovan arısı kalmıştı bir kovanım söndü diyordu. Hafta sonu beraber baktık bir tanesi daha sönmüş ve yağmalanmış. Kaldı 3 kovan.

Dayı bu kara kovanları bırak fenni kovanla yap arıcılığı diyorum ama dinletemiyorum, üstelik fenni kovanların bir kısmıda ardiyede duruyor.

Biraz bakımla iş görecek gibiler.


Atalarımız ne güzel söylemiş bakarsan bağ olur, bakmazsan dağ olur diye.
Ben ilkbaharda arıcılığa yeni başlamışım oğul verdirmemek için her hafta kontrol ederken dayım arıları fazla kurcalamaya gelmez diyordu.
Ben aslında tecrübeli arıcıların söyledikleri aklıma yatarsa itibar ederim, ama dayımın geçen ilkbaharda dedikleri aklıma yatmadığı için dinlemedim.
Köyde diğer arıcılar oğul peşinde koşarken, ben sonbaharda sunni oğul yöntemiyle arılarımı çoğalttım.
(Bu yazıdada dayıma epey cevap hakkı doğdu.)

04 Mart 2008

İLAÇLAMA

Hafta sonunun iyi olmasından faydalanıp arıları kontrol ettim. Bazı çerçeveleri çıkartıp baktığımda avuç içi büyüklüğünde açık ve kapalı gözlü yavrular mevcuttu.


Kovanlarda yavrunun az olduğu dönemde varroa için ilaçlama yapmanın önemi malum.

Bende havalar güzel yavruda azken ilaçlama yaptım.


İlkbahar için varroaya karşı formik asit yapmayı düşünmüştüm. Daha sonra kovanlarımın çok olmayışı, uygulamasınında kolay olmasından dolayı Bayvarol'u tercih ettim.


Bayvarol' 25 ytl.ye aldım kutunun içinde 5 poşet ve her poşette 4 şerit var, toplam 20 şerit.
Kullanma kılavuzunda 7 , 8 çerçeveli arısı olan kovana 2 şerit asılmalı diyor.



Şeritlerin üstteki kulaklarını iki tarafa katladıktan sonra arıların temas edebileceği şekilde iki çerçeve arasına yerleştiyoruz.
Şeritleri 4 ile 6 hafta arasında kovanda tutmak gerekiyor. Şimdiden merak ettiğim birşey var, arılar bu şeritlerin etrafını balmumuyla örerlermi ?

İlaç kutusunda kovanda varroa olup oldadığını kontrol etmek için, şeritler kovana koyulduktan 1 gün sonra kovan dip tahtasında varroa ölüsü olup olmadığinı kontrol edin diyor.
Ben sonbaharda iki defa Perizin yapmıştım o zaman varroa ölülerini polen çekmecelerine atmışlardı. Bu şeritleri koyduktan 2 gün sonra polen çekmecelerine baktığımda 3 , 5 tane ölü varroa gördüm. Sonbaharda yaptığım Perizin varroaları iyi temizledi galiba.
Kışa 4 ve 5 çerçeveyle giren arılarımda çok fazla azalma olmadı.