02 Temmuz 2008

YALOVA GÜNEYKÖY 112. KURULUŞ ŞENLİŞKLERİ

Köyümüzün 112. kuruluş şenlikleri dört ülkenin (Dağıstan, Çeçenistan, Abaza, Acara) folklor ekiplerinin katılımıyla, hafta sonunda yapıldı.


Bu vesile ile köyümüzün tarihçesini, köyümüz sitesinden alıp yayınlıyorum.

" Güney Köyü Yalova Merkez İlçesi’nin güneyinde samanlı Dağları arasındaki küçük bir düzlüğe 1880 li yılların başında kurulmuştur. 1878 Osmanlı – Rus savaşı (93) harbi) öncesinde Dağıstan’dan Sibirya’ya sürülen ve daha sonra kaçarak İstanbul’a gelen Şeyh Muhammed Medeni Başkanlığındaki 10-15 ailenin o zamanlar sazlık ve bataklık haldeki bu alana kurarak oluşturduğu bu ilk yerleşim zamanla 750 hanelik büyük ve planlı bir köy haline gelmiştir.İlk adı “ALMALİ” (Elma Alanı) olan köy, köy halkının birlik ve beraberliği ile İMECE şeklindeki çalışmalarla o dönemlerde YALOVA ve ORHANGAZİ gibi çevre merkezleri bile geride bırakan önemde “eğitim, kültür ve ticaret merkezi” haline gelmiştir.Bu arada Osmanlı Padişahı V. Mehmet Reşat’ın özel ilgisi, köyün imarı ve gelişimine katkıları nedeniyle köyün Almali olan adı REŞADİYE olarak değiştirilmiş, 1934 yılına kadar da bu adla anılmıştır. Bu yıldan sonra adı bir kez daha değiştirilerek GÜNEY KÖYÜ olmuştur.Köyün hiç yoktan kurulup böyle büyük ve çevresinde saygın ve etkili EĞİTİM-KÜLTÜR ve TİCARET MERKEZİ kimliğini kazanmasının kuşkusuz “eğitim ve öğretime verilen önemle” ilişkisi olsa gerekir. Kuruluş döneminin başlarında bile 3 cami, v.b. çağına göre ileri sayılacak sosyal özellikleri, halen çevresindeki yerleşim yerlerindeki insanlar tarafından anlatılan özelliklerindendir. O döneme göre üstün sosyal yaşamı ve var olan eğitim kurumlarında yetişenlerin başta dini etkiler olmak üzere birçok yönden kültürel etkinlikleri “köyün her dönemde önderlik yapan bir merkez” kimliğini geliştirmiştir.Bu özel kimliği ile en parlak yıllarını 1920’lere kadar sürdüren köy 1912 Balkan Savaşı’na hazırlık “Seferberliği”ne 300 gönüllü ile katılmış, bu gönüllülerin Balkan Savaşı, I. Dünya Savaşı ve Kurtuluş Savaşı sonrasında %95’i şehit olmuştur. Bu olay ile Kurtuluş Savaşı yıllarında uğradığı Yunan İşgali öncesi yaşanan “muhacirlik” köyün gelişimini ve özelliklerinin devamını engelleyen en önemli unsurlardır. Muhacirlik yıllarını Adapazarı-Geyve (Sakarya Vadisi) dolaylarında geçiren köy halkı Kurtuluş Savaşı sonrasında köyüne dönünce yanmış-yıkılmış bir köy ile yeniden ormana dönüşmüş tarım alanlarıyla karşılaşınca “köyden kente göç” olgusunu yaşamaya başlamıştır. Köy halkı 1922 yılında köye dönüşünde tarumar bir haldeki köyünü gene elbirliği ile yeniden imar etmeye başlamış her alanda birlik ve beraberlik içinde çalışarak Cumhuriyet Döneminde de köyün eski merkezi kimliği özelliğini sürdürmeye çalışmıştır. Bu özelliğini de birçok yüksek rütbeli asker, bürokrat ve siyasi kimliği ile sivrilen kişileri yetiştirerek kanıtlamıştır.
Giderek artan "Göç" olgusu sonucunda nüfusuazalmış 1980 sayımında 438 kişi ile en alt düzeyine inmiştir. 1985 ve sonraki sayımlarda meydana gelen artışlarla ve köyde görülen modern yapılaşma örnekleri ile göç olgusunun tersine döndüğü, bu sefer "Kentten Köye Göç" olgusunun yaşandığı anlaşılmaktadır. 2002 yılı sayım sonucu 660 kişidir. "



Köy halkı, misafirleri ve folklor ekiplerini köy girişinde karşılayarak, kortej halinde köy meydanına gidildi.

Köyümüzün meydanı.
Folklor gösterilerin yapıldığı köyümüz spor tesisleri.

Yiyecek ve hediyelik eşya satışı yapılan çadırlar.

Köyümüzde el sanatları bir hayli gelişmiştir, bujiteri ve keçi boynuzundan süs eşyaları yapılmaktadır.




1 yorum:

Taşkın ÖZŞAHİN dedi ki...

resimler için sağol
yalova hakkında bilgi sahibi olduk
yalovaya selam